yolculuk
Elif Sakallı’dan
anımsayamadığım bir yılın son gecesi saat on bir kırk dokuz sobanın yanı başında oturmuşuz odun kokulu ev soğuk sohbet sıcak sokulduğum çocukluk battaniyem daha sıcak tombala oynuyoruz torbanın içinden çıkan sayı kadar anılarım var birisi son on dakika diye bağırıyor anılarımdan ayrılmama mı son on dakika yoksa endişeleniyorum kahverengi bavulun üstü aşınmış yılların eskitemediği derisi bu seneden kurtulamamış içine göçmüş, beni andırıyor bavuluma anılarımı gizlice doldurdum birisi içindekileri eksiltmemi istiyor kilo sınırı 15 kilogram hanımefendi fermuar yaşlı bir amca kadar yavaş hareket ediyor saat on ikiyi on geçiyor kendimi sokağa atıyorum bavulumla birlikte yola devam ediyoruz anılarım birer birer sokağa saçılıyor eğilip toplamaya çalışıyorum fakat sokak bazısını bir vakum gibi yutuyor derisi pul pul dökülen ellerimle -sanki çizgileri daha da belirginleşmiş- eskimiş bavulu sıkıca tutuyorum -sanki yükü hafiflemiş- ikimiz de mutsuz buruk ve yorgunuz sahi bu yolculuk ne zaman bitecek?